Osman YİĞİT


Adaylar Sahaya İndi

Siyasi partilerin adaylarının belirlenmesinden sonra, hem parti yöneticileri, hem de adaylar sahaya indi.


Seçimlere kadar geçecek bir ay içinde, halka ne söyleyebileceklerse, söyleyecekler.

Söylemlerde iki şeye önem verilmelidir.

Konulardan biri, kırgınlıklara yol açacak bir dil kullanmamak ve seçimler olup bittikten sonra birbirlerine bakacak yüz bırakmak. İkincisi, vaatlerde aşırılıklara, gerçekleşmesi mümkün olmayan sözler vermemektir. Çünkü günden güne gelişen teknoloji, söylediklerinizi, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin karşınıza dikebilir.

Herkesin bağlı olduğu bir siyasi parti ya da siyasi bir görüşü var ama 1950’lerdeki, 60’mışlardaki gibi aşırıya kaçmıyor insanlar artık particilikte. Bir tatlı söz, bir güler yüz seçmenlerin oyunun seyrini değiştirebiliyor.

O nedenle, tutum ve davranışlarda, konuşmalarda halka güven verecek bir tavır sergilemelidir.

Siyasette yarış, zengin olma yarışı değil, halka hizmet etme yarışıdır. Halk, siyasette çok zengin olanlara değil, çok hizmet edenlere yönelir.

Her seçim döneminde, siyasi partilere adaylık için başvuranların sayısı artıyor. Kimler ne amaçla adaylığa başvuruyor, onu sorgulayamayız.

İşin, maddi boyutu mu, bir kimlik kazanmak mı, halka daha yararlı olacak ortama ulaşmak mı, bilemem.

1920’lerde, ilk Büyük Millet Meclisinde milletvekillerine verilecek ücret görüşülürken, Atatürk, ”Milletvekillerine verilecek ücret, öğretmen maaşlarını geçmesin”  diyerek görüşünü ortaya koymuştu. Şimdi, sanırım milletvekili maaşları, öğretmen maaşlarının dört katını geçti.

Ülkemiz, birçok alanda büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Enerji politikalarımız, tarım politikalarımız, eğitim politikalarımız, ücret politikalarımız  Ekonomi politikamız ve daha birçok alanda üzerinde ciddiyetle durulması gereken politikalarınız var. Bunların başında da, iş, istihdam ve yaşanabilir bir geçim politikası gelmektedir.

Siyasi partiler ve adaylar, birbirlerini karalamak yerine, halka daha rahat, daha uygar bir yaşam vaadinde yarışmalıdır. Daha uygar bir yaşam sunarken de, hangi yol ve yöntemleri ortaya koyabileceklerini, ikna edici bir üslupla anlatabilmelidir.

Alman Başbakanlarından Erhart, parlamentoda ciddi bir konu görüşülürken, karşı tarafın partizanca tavırları nedeniyle şöyle söylemişti:

“Hakiki devlet adamları, gelecek seçimlerde, partilerinin alacakları oyla değil, gelecek kuşakların saadetini düşünür”

Bizim siyasi partilerimiz ve adayları da, kişisel çıkarları bir tarafa iterek, bu halkı nasıl mutlu edeceklerinin yarışı ve  ikna edici  politika  içinde olmalıdır.