Tarih: 20.09.2018 00:19

EYÜPSULTAN?DA TEKRAR CANLANDIRILAN BİR GELENEK: BED-İ BESMELE VEYA ÂMİN ALAYLARI Harun YILMAZ

Facebook Twitter Linked-in

Türk İslam geleneğinde çocuklar dört veya beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, yani ilkokula başlamak için tören düzenleniyordu bu törene ?Bed-i Besmele? veya ?Âmin Alayı? deniyordu. Bu törenin, katılan çocukların okul heyecanını gidermek, çocuklara okuma isteğini aşılamak ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırmak gibi önemli pedagojik amaçları vardı. Tören ayrıca öğrencileri hediyelerle sevindirmek amacıyla da yapılırdı. Tören sırasında okunan ilahiler ve çocukların yüksek sesle ?âmin? diye bağırmalarından dolayı halk arasında Âmin Alayı olarak da nitelendirilmiştir.

İlk olarak çocuğun okula başlayacağı gün, bütün aile hava aydınlanmadan kalkardı. Yeni elbiseler giydirilen çocuğun boynuna işlemeli bir Kur`an cüz kesesi asılırdı. Fesin giyildiği dönemde çocuğun başındaki püskül mavi olur ve fese bir nazarlık takılırdı. Evden hazırlıklar bittikten sonra Eyüp Sultan ve Fatih türbeleri ziyaret edilirdi. Aile türbe ziyaretinden döndükten sonra Âmin Alayını beklerdi. Âmin Alayı günü ilahiciler önde, Âmin Alayı arkada sıraya girer, rengârenk kıyafetler içinde okula başlayacak çocuğun evine gelir, çocuğu alır alaya katarlardı. Çocuk faytonla kapının önünden alınırdı. Faytonun arkasında ilahi okuyanlar, onların arkasında da âmin diyenler ilerlerdi. Bu alayı ilahi grubunun başı yönetir, İlahiciler hep bir ağızdan, ?Tövbe edelim zenbimize / Tövbe ilallah, ya Allah / Lütfunla bize merhamet eyle / Aman Allah, ya Allah? dedikten sonra, onları amincilerin ?Amin, amin? sözleri takip ederdi. Bu şekilde önceden belirlenmiş bir güzergâhta rengârenk ve pür-ahenk dolaşan alay, bütün halkın dikkatini çekerdi. Törende çocuğun akrabaları ve davetliler de bulunurdu. Çocukların anneleri ve mahallenin kadınları da okula başlayan çocuğa eşlik ederlerdi. Ayrıca töreni seyretmek isteyenler yol boyunca dizilirlerdi. Merasiminden sonra, ailenin maddi durumuna göre davetlilere yemek verilirdi. Çocuk en güzel elbiseleriyle sokaklarda at üstünde dolaştırılır, mektebe gidip ilk dersini alacağı zaman da en önde çocuğun elif basını, arkasında okulda oturacağı minderini taşıyan birisi, arkasında ata binmiş çocuk, onun arkasında çocuğun babası ve alaya katılan diğerleriyle birlikte mektebe gidilirdi. Çocuğun "Bed-i Besmelesi" için mektepte oda hazırlanır, bu odaya babası ve diğer davetliler girer, yerlerini alırlar, hoca efendi ise oda kapısının karşısında serili bulunan, sırma saçaklı seccâde üzerine konulmuş ipek yüzlü mindere oturur, alayda önde giden rahle ve önüne serilen minder de çocuğun oturması için serilirdi. Mektep çocukları da odanın dışına serilmiş bulunan sırma saçaklı kırmızı ihramlara otururlardı. Odanın uygun yerlerine buhurdanlıklar konur, içlerindeki amber veya od ağacı yakılırdı. Güzel kokular arasında, çocuğun elifba cüzü, kesesinden çıkartılarak rahlenin üzerine konur, hoca efendi çocukla beraber, "Besmele-i Şerif"i okuduktan sonra yine beraberce "Rabbi yessir, vela tuassir, Rabbi temmim bilhari" okunur, üçer kere de, "Rabbi zindeni ilmen" dedikten sonra çocuk elifba cüzünü okumaya başlardı. İlk sahifeden sonra Hoca Efendi, "Rabbi ilmü kabzını müzdat eylesin" dediğinde bütün çocuklar yüksek sesle "Âmin" derlerdi. Duanın sona ermesiyle beraber çocuk yerinden 

Türk İslam geleneğinde çocuklar dört veya beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, yani ilkokula başlamak için tören düzenleniyordu bu törene ?Bed-i Besmele? veya ?Âmin Alayı? deniyordu. Bu törenin, katılan çocukların okul heyecanını gidermek, çocuklara okuma isteğini aşılamak ve çocukları arkadaşlarıyla kaynaştırmak gibi önemli pedagojik amaçları vardı. Tören ayrıca öğrencileri hediyelerle sevindirmek amacıyla da yapılırdı. Tören sırasında okunan ilahiler ve çocukların yüksek sesle ?âmin? diye bağırmalarından dolayı halk arasında Âmin Alayı olarak da nitelendirilmiştir.

İlk olarak çocuğun okula başlayacağı gün, bütün aile hava aydınlanmadan kalkardı. Yeni elbiseler giydirilen çocuğun boynuna işlemeli bir Kur`an cüz kesesi asılırdı. Fesin giyildiği dönemde çocuğun başındaki püskül mavi olur ve fese bir nazarlık takılırdı. Evden hazırlıklar bittikten sonra Eyüp Sultan ve Fatih türbeleri ziyaret edilirdi. Aile türbe ziyaretinden döndükten sonra Âmin Alayını beklerdi. Âmin Alayı günü ilahiciler önde, Âmin Alayı arkada sıraya girer, rengârenk kıyafetler içinde okula başlayacak çocuğun evine gelir, çocuğu alır alaya katarlardı. Çocuk faytonla kapının önünden alınırdı. Faytonun arkasında ilahi okuyanlar, onların arkasında da âmin diyenler ilerlerdi. Bu alayı ilahi grubunun başı yönetir, İlahiciler hep bir ağızdan, ?Tövbe edelim zenbimize / Tövbe ilallah, ya Allah / Lütfunla bize merhamet eyle / Aman Allah, ya Allah? dedikten sonra, onları amincilerin ?Amin, amin? sözleri takip ederdi. Bu şekilde önceden belirlenmiş bir güzergâhta rengârenk ve pür-ahenk dolaşan alay, bütün halkın dikkatini çekerdi. Törende çocuğun akrabaları ve davetliler de bulunurdu. Çocukların anneleri ve mahallenin kadınları da okula başlayan çocuğa eşlik ederlerdi. Ayrıca töreni seyretmek isteyenler yol boyunca dizilirlerdi. Merasiminden sonra, ailenin maddi durumuna göre davetlilere yemek verilirdi. Çocuk en güzel elbiseleriyle sokaklarda at üstünde dolaştırılır, mektebe gidip ilk dersini alacağı zaman da en önde çocuğun elif basını, arkasında okulda oturacağı minderini taşıyan birisi, arkasında ata binmiş çocuk, onun arkasında çocuğun babası ve alaya katılan diğerleriyle birlikte mektebe gidilirdi. Çocuğun "Bed-i Besmelesi" için mektepte oda hazırlanır, bu odaya babası ve diğer davetliler girer, yerlerini alırlar, hoca efendi ise oda kapısının karşısında serili bulunan, sırma saçaklı seccâde üzerine konulmuş ipek yüzlü mindere oturur, alayda önde giden rahle ve önüne serilen minder de çocuğun oturması için serilirdi. Mektep çocukları da odanın dışına serilmiş bulunan sırma saçaklı kırmızı ihramlara otururlardı. Odanın uygun yerlerine buhurdanlıklar konur, içlerindeki amber veya od ağacı yakılırdı. Güzel kokular arasında, çocuğun elifba cüzü, kesesinden çıkartılarak rahlenin üzerine konur, hoca efendi çocukla beraber, "Besmele-i Şerif"i okuduktan sonra yine beraberce "Rabbi yessir, vela tuassir, Rabbi temmim bilhari" okunur, üçer kere de, "Rabbi zindeni ilmen" dedikten sonra çocuk elifba cüzünü okumaya başlardı. İlk sahifeden sonra Hoca Efendi, "Rabbi ilmü kabzını müzdat eylesin" dediğinde bütün çocuklar yüksek sesle "Âmin" derlerdi. Duanın sona ermesiyle beraber çocuk yerinden 

kalkar, önce hoca efendinin, babasının ve hazır bulunanların ellerini öper, onlar da hayır dualar ederlerdi. Çocuğun anne ve babası da, hoca efendiye, süslü bir bohça içerisinde 2 top ipekli kumaş, bir bel şalı ve cübbelik çuka ile bir kırmızı atlas kese içerisinde uygun miktarda para verirdi.

Osmanlı?dan gelen bu gelenek günümüzde Eyüpsultan Belediyesi tarafından devam ettirilmektedir. Her yıl yeni eğitim döneminin başında gerçekleştirilen merasime, okula yeni başlayacak öğrenciler, velileri ve öğretmenler katılım göstererek yeni eğitim yılına eğlenerek ve dua eşliğinde girmiş oluyorlar.---TARİHCİ / HARUN YILMAZ,/




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —