Yazar kitabını “Eskiçağlardan beri çeşitli uygarlık ve topluluklardan damıtılarak gelen dil ve kültürün harmanlandığı, tarihin en kıymetli maden yataklarının işletildiği havza; yedi asırdan fazladır Türk boylarının Türklük davası uğruna mücadele sahası olan yer demektir.
Çağların birikimi olan Harşitli kimliği, Hitit uygarlığı ve içinde ön Türklerin de yer aldığı Hitit öncesi topluluklardan, 14. yüzyıldan itibarense başta Çepniler olmak üzere, çeşitli Türk boylarının gelenek ve inanışlarından, Güvenç Abdal’ın eşsiz felsefesinden beslenmiştir…
Harşit adı, Harşitli kimliğiyle ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Harşit Savunması ile özdeşleşmiş, tarihe geçmiş; işgalci Rus ordusuna karşı topyekûn mücadelede bir sembol haline gelmiştir…
Harşit vadisi, Eskiçağ’a uzanan tarihi, Türkleşme-İslamlaşma dönemlerinden işgal günlerine dek yaşayan medreseleriyle, 1921’de ülke geneline örnek teşkil eden Mustafa Kemal Paşa Mektebi’yle Gazi’nin teşekkürünü almış bir yerdir… 1927’de Atatürk’ün, 1940’ta İnönü’nün yaptırdıkları ve inşa sürecini takip ettikleri köprüleriyle, binlerce yıllık özgün ekmek kültürüyle taçlanmıştır…
Harşit, 1964’te değiştirilen adını, tüm bu tarihsel gerekçelerine istinaden geri istemektedir. Elinizdeki kitapta, Harşit vadisinin tarihi ve bu bağlamda Harşit adının kökeni ayrıntılı bir biçimde, bilimsel titizlikle Eskiçağ’dan itibaren incelenmiştir. Harşit adının Ermeni-Rum kökenli bir yer adı olmadığı bilimsel verilerle açıklanmıştır…
Bu kitaptaki bilimsel raporlarla Harşit adının geri alınmasını talep ve umut etmekteyiz… Harşit adının geri alınmasına yönelik samimi çabaları ile çalışmamıza önderlik eden Doğankent Belediye Başkanı Sayın Rüşan Özden Beyefendi’ye, Sn. Selçuk Patan Beyefendi’ye ve Arı Sanat Yayınları’na teşekkür ederim” diye tanıtıyor.