İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği, Harşit Çayı'nda yaşanan çevre felaketine ilişkin "Giresun’un Doğası Talan Edilirken Sessiz Kalanları Unutmayacağız!" başlığıyla bir basın açıklaması yayımladı. Dernek, Doğankent'ten Tirebolu'ya kadar uzanan hatta su yerine "zehir aktığını" belirterek, felaketin sorumlusu olarak kamu kurumlarının suskunluğunu, denetimsizliğini ve duyarsızlığını gösterdi.
Zehirli Akışın Kaynağı ve İhmaller Zinciri
Derneğin açıklamasına göre, felaket madencilik faaliyetleri kaynaklı. Çatalağaç'taki madencilik faaliyetlerinin yıllardır dere yataklarına atık döktüğü ve bir HES göletinin ağır maden atıklarıyla dolduğu biliniyordu.
- Gölette biriken ağır metal yüklü çamur, "temizlik" bahanesiyle baraj kapakları açılarak olduğu gibi Harşit Çayı’na akıtıldı.
- Dernek, "Bir dereyi zehrin içine boğacak kadar büyük bir işlem yapılırken devlet neredeydi? Kim denetledi, kim izin verdi, kim görmezden geldi?" diye sorarak yetkililerin sessizliğini eleştirdi.
- Harşit Vadisi Platformu da bir süredir yaptığı incelemelerle Doğankent Çatalağaç Köyündeki maden işletmesinin atıklarının HES Baraj Göleti'ni doldurduğunu ve bu zehirli karışımın baraj kapaklarının açılmasıyla çaya salındığını bildirmişti.
Siyaset-Sermaye İlişkisi ve Vahşi Madencilik
Dernek, Giresun'daki maden şirketlerinin siyasi güçle yakın ilişkilerinin bu tahribatı büyüttüğünü ve haklı bir endişe yarattığını vurguladı.
- Açıklamada, "Siyasete yakın sermayenin dokunulmazlığı, doğaya ve halka ağır bedeller ödetiyor" denildi.
- Dernek, yıllardır "Biz madene değil, vahşi madenciliğe karşıyız" diyerek dere yataklarına atık dökülmemesi ve bağımsız denetim yapılması çağrısında bulunduklarını hatırlattı.

- Ancak iktidarın önceliğinin şirketlerin çıkarı olduğunu ve bunun sonucunda Harşit Çayı'nın zehir akıttığını belirtti.
Acil Eylem Planı İçin 5 Maddelik Net Çağrı
İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği, yaşanan felaketin ardından 5 maddelik acil eylem çağrısında bulundu:
- Harşit Çayı’na karışan ağır metal akışı derhal durdurulsun.
- Göletteki sözde "temizlik" çalışmaları bilimsel esaslara göre yeniden düzenlensin.
- Tüm maden faaliyetleri bağımsız, tarafsız ve şeffaf denetime açılsın.
- Halk sağlığını tehdit eden tüm uygulamalar sonlandırılsın ve acil eylem planı hazırlansın.Kamu gücü şirketlerin değil, halkın ve doğanın yanında konumlandırılsın.
Dernek, eleştirilere yanıt vererek, bir gün bile bu mücadeleden vazgeçmediklerini ve memleketlerinin suyunu, toprağını savunmaya devam edeceklerini kesin bir dille ifade etti.
Haber: İbrahim Balcıoğlu