6 yurttaşımızi kaybettik. Yakınlarına başsağlığı diliyorum.Yarali vatandaslarimiza da acil şifalar temenni ediyorum.
Karadeniz yöremiz neden sürekli sel felaketi ile gündeme geliyor. Konuyu bir mühendis olarak irdelemek istiyorum. [17:08, 17.07.2021] filiz gökçe: Taşkınlar doğanın hidrolojik döngüsü olarak; buharlaşma, yağış, sızma, yüzey
akışı ve yeraltı akışı aşamalarından meydana gelir. Taşkın bir yüzey akışıdır
ve hidrolojik döngünün bir aşamasıdır. Bir akarsu havzasında meydana gelen
taşkınların oluşum nedenleri: İklim, havzanın şekli, jeolojisi, topografı yapısı
ve eğimi, toprak yapısı, yeşil alan ve bitki örtüsüne bağlı temel nedenlerdir.
Taşkınların doğal afet haline gelmesinde en büyük etken, insan kaynaklı
oluşumlardır. Bunlar plansız ve yanlış arazi kullanımı, çarpık yapılaşma, tarım
alanları ile orman ve yeşil alanların yok edilmesi, hızlı şehirleşme, havza ve
dere yatakları ile taşkın alanlarında yapılaşma ve benzeri diğer oluşumlardır.
[17:10, 17.07.2021] filiz gökçe: Türkiye, Dünyanın kurak ve yarı kurak bölgesinde yer aldığından büyük
bir bölümünde yarı kurak iklim yaşanır. Bu iklim tipinin özelliği çok yağış
geçen bir dönemi, bol yağışla geçen dönemin izlenmesiyle kütle hareketinin
meydana gelmesine neden olur. Uzun süreli ve bol yağışın olduğu nemli
iklim bölgelerimizde kütle hareketleri sık görülür. Genellikle bu iklim
özelliklerine sahip Karadeniz Bölgesidir. Türkiye Arazi Varlığı (Toprak-Su
1978) Raporunda; Türkiye’de kütle hareketlerinin en fazla olan bölgenin
Karadeniz Bölgesi olduğu ve bu bölgenin % 89’nun heyelana duyarlı olduğu
belirtilmiştir Bir mühendis olarak görüşüm; karadeniz bölgemizdeki sel felaketlerine önlemede 《 yeni bir politik anlayış geliştirememiş ve teknolojik imkanlari yeterince kullanamıyor oluşumuz》 en büyük etken olduğunu düşünüyorum.
Konuyu fazlaca uzatmadan tedbirlerden kısaca bahsetmek isterim.1) Su yapılarının projelendirilmesi ve ekonomik
analizinde, sel ve taşkın zararlarının önlenmesinde, yerleşim politikası gibi
önemli politikaların çözümünde akarsu havzalarının taşkın karakterlerinin
bilinmesinin gerekir.
2)Doğru arazi kullanım politikaları geliştirilmek icin üniversitelerimizden destek alınmalıdır.
3) Hidro-meteorolojik
gözlem ağlarıyla, meteorolojik radarlarıyla, otomatik yağış istasyonlarıyla
doğru ve erken tahminler yaparak, erken uyarı sistemleriyle sel riskini
minimize edilebilir.4)İmara açılmış veya açılacak alanlarda, gecekondu bölgelerinde, ıslahı
yapılmamış akarsu yataklarında, yapılacak olan taşkın önleyici tesislerin;
Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından projelendirilmesi veya belediyelerce
hazırlanan projelerde Devlet Su İşleri’nin görüşleri alınmalıdır.5) Çay, dere ve nehir yatakları ve denize birleştiği alanlar; düzenli temiz tutularak
açık olmaları sağlanmalıdır. Bu yatakların; denize olan mesafeleri kısaltılıp,
uygun eğimler verilmeli, denize yapılacak dalgakıranlarla denizin olumsuz
etkisi kontrol edilmeli ve taşkın sularının kısa sürede deşarjı sağlanmalıdır. 6) Akarsu havzalarının taşkın sahasında kalan alanlarında, yapılaşmalara
kesinlikle izin verilmemelidir Akarsu havzaları sıkı denetim
altına alınmalı ve 《Akarsu Havza Koruma》sistemi oluşturulmalıdır. 7) Akarsu yataklarının doğal dengesi korunmalı, akış kesitleri değiştirilip
daraltılmamalıdır.
Dere yataklarında, yatak stabilitelerinin temelini bozacak ve kıyı oyulmalarına
neden olacak şekilde kum ve çakıl ocaklarının açılması ve kontrolsüz aşırı
malzeme alımları önlenmelidir. 8)Akarsu havzasına yapılacak köprüler; yeterli açıklıkta ve yükseklikte olmalı,
ana yatağa zarar vermeyecek şekilde tasarlanmalıdır.
9)Büyük taşkınların oluştuğu yüksek eğimli akarsu havzalarında, erozyonun çok olduğu iri taneli sediment ve ağaç taşıyan çay ve dere yataklarında yol geçiş
yapısı olarak kemer köprü tipleri tercih edilmelidir.
10) Taşkına maruz akarsu yataklarının yol geçiş yapılarının mimari tasarımında,
özellikle hidrolojik tasarım başta olmak üzere genel olarak; emniyet, ekoloji,
estetik ve ekonomik kriterler de dikkate alınmalıdır. 11) Bölgede yasayan halkımız erken uyarı sistemi ile önceden ikaz edilmelidir. Kıymetli yurttaslarimiz
Siyasetçilerimizin görevi çamurlu çizmelerle sel bölgesini gezmek değildir.
Olayın meydana gelmesi önlemek için meslek odaları, üniversiteler ile işbirliği yapmaktır.
Ülkemizin köklü kurumları olan DSI ile istişare yaparak noksan hususların giderilmesini sağlamaktır.
Bu güzide bölgemizin sel felaketlerine değil, doğası, denizi, tarihi ve değerleri ile anılmasıdır.
Saygı ve sevgilerimle
Filiz GÖKÇE
Inşaat Mühendisi
CHP Eyüp Belediyesi Meclis Üyesi